Bilişsel yük (Cognitive Load) nedir?

Bilişsel yük teorisi akıl yürütme ve düşünme sırasında harcanan ve gereken çaba miktarına ifade eder. Hafızadan algıya ve dile kadar her türlü zihinsel süreç, enerji ve çaba gerektirdiği için bilişsel bir yük oluşturur. Bilişsel yük yüksek olduğunda, düşünce süreçleri potansiyel olarak engellenir.
Bilişsel yük teorisi bir öğretim kuramıdır. Bilişsel Yük Teorisi, Avustralyalı bilişsel psikolog John Sweller tarafından 1980’lerin sonlarında geliştirilmiştir.
Cognitive load’a göre gelen bilgi sensörlerle yani duyularla algılanır. Duyusal girdi işlendikten sonra çalışma hafızasına taşınabilir. Çalışma belleiğinde değerlendiren bilgi eğer kıymetli görülürse saklanmak amacıyla uzun süreli hafızaya gönderilir. Aksi takdirde unutulur. O nedenle çalışma belleği oldukça kritik görevler üstlenir. Beynin organizasyonunu yapar. Hangi bilgilerin şemaya dönüştürüleceğine karar verir.

Üç ana türe ayrılır.
- İçsel yük (Intrinsic load): Konunun içsel zorluğu olarak tanımlanır. Tasarımcı içsel yükü değiştiremez. Sabit olarak kabul edilir. Bu tip bir bilişsel yükü hafifletmek adına konuyu parçalamak ve kolaydan zora doğru sıralamak uygulanabilir. Böylece bütünün içsel yükü azaltılabilir. Bu hafifletme eylemleri yapılırken kullanıcı bütünden koparılmamalı ve daima ilişkiler üzerinden gidebilmelidir. Özellikle parçama esnasında parçalar arası ilişkiler net olarak ifade edilmelidir.
- Gerçeğe dayalı yük (Germane load): Şemanın oluşturulması veya değiştirilmesi için gereken yüktür. Kullanıcının mevcut aktif belleğini etkili kullanmak için yürütülen uygulamalardır. Bu yükü etkili kullanmak için yansıma, ilişkilendirme ve örneklendirme kullanılabilir. Yansıtmayla daha önceki deneyimleri veya bilgileriyle ilişki kurulur. Böylece daha karmaşık şemalar kurmasına yardım edilir. Benzer ancak farklı kavramları bir arada sunarak ayrımcı öğrenmeye yardımcı olabilir. Böylece yanlış şema oluşturması engellenir. Çözümlerle birlikte açıklamalar verilerek, yepyeni şemalar oluşturması sağlanabilir.
- Yabancı yük (Extraneous load): Asıl konuyla ilgili olmayan işlemlerin meydana getirdiği yükü ifade eder. Süreç tasarlanırken daima bu kemirgen, yabancı yük mümkün olduğunca azaltılmalıdır. Bu tip yükü engellemek için tekrardan kaçınmalı ve bölünmüş dikkat azaltılmalıdır. Örneğin bir sistemin içerisinde kullanıcıyı sürekli tutmak gerekir. Kullanıcı sistem dışına çıkması dikkati böler. (Örneğin videoları youtube’a link vermek). Navigasyon yapıları birbiriyle ilişkili öğelerden meydana gelmelidir.
Bilişsel yük teorisi, insan beyninin bilgiyi nasıl işlediği ve depoladığına dair yaygın olarak kabul görmüş bir dizi teoriye dayanmaktadır. İster seri ister paralel işlensin, zihindeki her işlem ciddi zaman alır ve yük bindirir. Bu işlemin kalitesini ve süresini etkileyen birçok faktör vardır.
İnsan beyninde hafıza ikiye ayrılmaktadır: Kısa süreli ve uzun süreli. Kısa süreli hafıza kalıcı değil, anlıktır. Kısıtlı kapasiteye sahiptir ve yoğun kullanılır. Yaştan ve günlük aktivite yoğunluğundan olumsuz etkilenir. Yüksek tempolu stress altında zarar görür. Uzun süreli hafızanın asli görevi depolamaktır. Uzun süreli hafızada bilgiyi çağırma ve bulma eylemleri o nedenle oldukça efor ister.
Dijital ürün tasarımların sanal bir zeminde geçmesi bu yükü artırır. Doğası gereği yüksek yük barındıran bu tip ortamlara yönelik tasarım çözümü üreten tasarımcılar daima bilişsel yükü verimli ve etkili yönetmesi beklenmektedir. Diğer bir ifadeyle, asli vazifelerinden bir bilişsel yükü doğru yönetmektedir.
Benzer İçerikler

Akademisyen, kullanıcı deneyimi ve arayüz tasarımı, veri görselleştirme, web/mobil uygulama geliştirme.
Kemal ŞAHİN'i yakından tanıyın.